Giriş: RWA Nedir ve Neden Önemli?
Real World Assets (RWA), yani gerçek dünya varlıklarının tokenleştirilmesi, tahvil, mevduat, para piyasası fonu, özel kredi, emtia ve hatta gayrimenkul gibi geleneksel finansal enstrümanların blokzincir üzerinde temsil edilmesidir. Tokenleştirme; sahipliği dijital tokenlere bölerek parçalı mülkiyet, 7/24 transfer, anlık mutabakat, programlanabilir nakit akışları, zincir-üstü şeffaflık ve küresel erişim gibi avantajlar sağlar. Bu sayede hem bireysel yatırımcılar hem de kurumlar, normalde kısıtlı ve masraflı olan piyasalara daha düşük maliyetle, daha hızlı ve daha likit şekilde erişebilir.
RWA’nın önemi, kriptonun dalgalı döngülerinden bağımsız hazine bonosu faizi gibi reel getiriyi zincire taşıyabilmesinden geliyor. 2025 itibarıyla stablecoin’ler hariç, on-chain RWA’ların toplam değeri yaklaşık 24–25 milyar dolar bandına ulaştı; bu rakam son üç yılda neredeyse beşe katlandı. Yalnızca 2025 yılında bile büyüme yüzdesi birkaç ölçümde %260 civarında raporlandı. Özellikle tokenize ABD Hazine bonoları, likit ve düşük riskli yapılarıyla başı çekiyor. 27 Ağustos 2025’te tokenize Hazine ürünlerinin toplam büyüklüğü 7,45 milyar dolar ile tüm zamanların zirvesine çıktı.
Makro ölçekte, danışmanlık ve yatırım bankası raporları 2030’a kadar RWA/tokenizasyon pazarına dair oldukça geniş bir tahmin aralığı sunuyor:
- Citi GPS: 2030’a kadar 4–5 trilyon dolar (özellikle özel piyasalarda ~80x büyüme potansiyeli).
 - McKinsey: Temel senaryoda ~2 trilyon dolar (iyimser senaryoda ~4 trilyon dolar), tahviller, fonlar ve menkul kıymetleştirme segmentleri başlıca sürükleyiciler.
 - Boston Consulting Group (BCG): Daha agresif bir bakış açısıyla 2030’da 16 trilyon dolara varan potansiyel (özellikle illikit varlıkların dijitalleştirilmesi).
 
Bu projeksiyonların farklılaşması, regülasyonun hızı, kurumsal benimseme, pazar altyapısı (saklama, KYC/izinli havuzlar) ve likidite derinleşmesi gibi kırılgan değişkenlere bağlı. Yine de trend net: büyük varlık yöneticileri, bankalar ve fintech’ler tokenizasyonu pilotlardan üretime taşımaya başladı; bu ivme, para piyasası fonları ve hazine bonoları gibi düşük riskli enstrümanlarda somutlaşıyor.
Neden Arbitrum?
Gerçek dünya varlıklarının blokzincir üzerine taşınmasında, altyapı seçimi hem güvenlik hem de erişilebilirlik açısından kritik bir rol oynar. Arbitrum, Ethereum’un güvenlik modelini devralan ve aynı zamanda işlem maliyetlerini düşüren rollup yapısıyla bu noktada öne çıkıyor. Özellikle RWA projelerinin gerektirdiği düzenli kupon/temettü ödemeleri, token transferleri ve akıllı kontrat tabanlı operasyonlar düşünüldüğünde, Ethereum ana ağında yüksek olan işlem maliyetleri Arbitrum üzerinde çok daha makul seviyelere iniyor. Bu, hem bireysel yatırımcıların ürünlere erişimini kolaylaştırıyor hem de kurumsal ihraççıların operasyonel maliyetlerini azaltıyor.
Bir diğer avantaj, Arbitrum’un güçlü likiditeye sahip olması. Toplam kilitli değer (TVL) açısından en büyük L2 konumunda olması, RWA tokenlerinin yalnızca saklanan bir yatırım aracı değil, aynı zamanda DeFi’de teminat, borçlanma ya da türev ürünlerde kullanılabilen bir yapı kazanmasını sağlıyor. Aave, Radiant ve GMX gibi ekosistemdeki büyük protokollerle entegrasyon ihtimali, RWA’ların kullanım alanını daha da genişletiyor.
Geliştirici dostu bir ortam da Arbitrum’u cazip kılıyor. Geniş topluluk, güçlü belgeler, SDK’lar ve Stylus gibi yenilikler, RWA projelerinin akıllı kontratlarını daha hızlı ve esnek biçimde geliştirmesine olanak tanıyor. Özellikle Stylus ile Rust ve C gibi farklı programlama dillerinde kontrat yazılabilmesi, kurumsal ekiplerin entegrasyon süreçlerini kolaylaştırıyor.
Arbitrum aynı zamanda uyumluluk esnekliğiyle öne çıkıyor. RWA projeleri çoğunlukla KYC/AML süreçleri ve izinli havuzlarla çalışmak zorunda kalıyor. Arbitrum’un yapısı, hem izinli hem de izinli olmayan modelleri destekleyebilecek esnekliği sunuyor. Böylece regülasyonlara uyumlu ürünler, DeFi’nin sunduğu entegrasyon avantajlarını kaybetmeden hayata geçirilebiliyor.
Tüm bunların yanında, Arbitrum’un güçlü topluluk desteği ve Offchain Labs’in aktif iş birlikleri, ekosistemin güvenilirliğini artırıyor. Succinct Labs ile başlatılan ZK entegrasyonu gibi gelişmeler, yalnızca ölçeklenebilirliği değil, aynı zamanda kurumsal düzeyde güveni de güçlendiriyor.
Arbitrum üzerinde büyüyen RWA ekosistemi beraberinde şu etkileri getiriyor:
- Likidite çekimi: Reel gelir arayışındaki yatırımcılar Arbitrum’a yöneliyor.
 - DeFi’nin sürdürülebilirliği: Spekülatif tokenlerden bağımsız, gerçek getirilerle desteklenen protokoller ortaya çıkıyor.
 - Kurumsal katılım: Bankalar, fonlar ve fintech şirketleri için güvenli ve ölçeklenebilir bir tokenizasyon ortamı oluşuyor.
 - Küresel erişim: Gelişmekte olan ülkelerdeki kullanıcılar, düşük maliyetle ABD tahvilleri gibi ürünlere ulaşabiliyor.
 
Kısacası, düşük maliyet, yüksek güvenlik ve güçlü likidite üçlüsü Arbitrum’u RWA’lar için en cazip adreslerden biri haline getiriyor.
Arbitrum’daki RWA Ekosistemi
Kripto para piyasasındaki RWA trendi, zincirler üzerinde RWA ekosistemlerinin oluşmasına yol açtı. Geldiğimiz noktada Arbitrum üzerinde de hatırı sayılır bir miktarda RWA varlıklar bulunuyor. rwa.xyz‘nin verilerine göre Arbitrum’daki RWA varlıkların değeri $340 milyon dolardan fazladır. Bu değer, bir yıl öncesinde sadece $30 milyon dolardı. Yani 1 yılda 10 kat artış yaşamış.

Peki, Arbitrum hazinesinin de RWA varlıkları tuttuğunu biliyor muydunuz? Mevcut durumda Arbitrum hazinesi $47 milyon dolara yakın RWA varlıkları tutuyor. Bunlar sırasıyla, $BUIDL, $BENJI, $USTBL, $WTGXX, $TBILL, $bIB01, $USDM, $USDY ve $USTB. Dağılımlarını aşağıdaki grafikte görebilirsiniz.

Şimdi, Arbitrum ağındaki en büyük RWA varlık sağlayıcılarını inceleyelim.
Spiko

Spiko, geleneksel para piyasası fonlarını (MMF) tokenize ederek blockchain’e taşıyan Paris merkezli bir FinTech şirketi. Özellikle Euro ve Dolar bazlı devlet tahvilleri gibi düşük riskli varlıkları blockchain üzerinde erişilebilir hale getiriyor. Düzenleyici uyumlu yapısı sayesinde Avrupa’da büyük kurumlardan yatırım almış durumda.
Spiko’nun mevcut APY oranlarına baktığımızda Euro’ya %1.77, Dolar’a %4.02 yıllık getiri imkanı sağlıyor. Büyük ya da küçük yatırımcı farketmeden herkes Spiko’nun RWA varlıklarına erişebilir durumda. Mevcut durumda Spiko, Arbitrum’daki en büyük RWA varlıklara sahip.
Franklin Templeton ($BENJI)
Franklin Templeton’un $BENJI ürünü, ABD Hazine bonolarına yatırım yapan tokenize edilmiş bir para piyasası fonu. Geleneksel finansın en büyük isimlerinden biri olan Franklin Templeton, bu ürünle DeFi ekosistemine adım atıyor. $BENJI, blockchain üzerinde şeffaf, düzenleyici uyumlu ve düşük riskli getiri sunuyor.
Arbitrum üzerinde $BENJI’nin varlığı oldukça kritik. Çünkü kurumsal sermayeyi ve geleneksel finans ürünlerini L2 ekosistemine taşıyor. Bu sayede kullanıcılar, Arbitrum’da yalnızca kripto tabanlı getirilere değil, ABD devlet tahvillerine dayalı güvenli getirilerle de erişebiliyor. Ayrıca Arbitrum’un yüksek işlem kapasitesi ve düşük maliyetleri, $BENJI gibi tokenize fonların daha verimli şekilde kullanılmasına imkan tanıyor.
Sonuç olarak, $BENJI Arbitrum için geleneksel finans ile DeFi arasında güvenilir bir köprü işlevi görüyor ve ekosisteme hem likidite hem de kurumsal güven kazandırıyor.
BlackRock ($BUIDL)

Securitize’in $BUIDL ürünü, ABD Hazine bonolarına dayalı tokenize edilmiş bir fon ve Franklin Templeton’un $BENJI’sine benzer şekilde geleneksel finansı blockchain’e taşıyor. Ancak $BUIDL’in en belirgin farkı, tamamen kurumsal ve büyük yatırımcıya odaklı olması. Fona katılım için minimum yatırım şartı 5 milyon dolar, bu da ürünü küçük yatırımcı için kesinlikle erişilemez kılıyor.
Arbitrum ekosistemi açısından $BUIDL, büyük fonların ve kurumsal sermayenin Layer-2’ye adım atmasının bir göstergesi. Arbitrum’un düşük maliyetli ve ölçeklenebilir yapısı sayesinde, büyük oyuncular on-chain ABD tahvillerine verimli şekilde erişebiliyor. Bu durum ekosisteme güvenilirlik ve prestij katarken, küçük yatırımcı için doğrudan bir fırsat oluşturmuyor.
Özetle $BUIDL, Arbitrum’da kurumsal sermayeyi güçlendiren, ama minimum giriş bariyeri nedeniyle perakende yatırımcıya kesinlikle uygun olmayan bir ürün.
Dinari

Dinari, Arbitrum ekosisteminde RWA varlık sağlayıcısı olarak öne çıkıyor. Kullanıcılara sadece ABD Hazine fonlarına değil, aynı zamanda Google, Meta, Microsoft, Tesla, Nvidia ve Apple gibi dev şirketlerin tokenize edilmiş hisselerine erişim imkânı sunuyor. Bu, Arbitrum üzerinde klasik DeFi ürünlerinin ötesine geçerek doğrudan geleneksel varlıklara yatırım yapma fırsatı veriyor.
Dinari’nin şeffaflık sayfasında, ihraç edilen tokenlerin en az %100 oranında gerçek varlıklarla desteklendiği belirtiliyor. Yine de yatırımcıların tam şeffaflık raporlarını incelemesi büyük önem taşıyor, çünkü bu raporlar rezerv yapısı ve risk yönetimini daha net ortaya koyuyor.
Özetle Dinari Global, Arbitrum’da küçük yatırımcıya da erişilebilen, hem devlet tahvillerine hem de büyük teknoloji hisselerine açılan bir kapı sunuyor. Bu, Arbitrum’un RWA alanında çeşitliliğini artırıyor ve kullanıcı tabanına kurumsal ürünlerin yanında daha geniş yatırım seçenekleri sağlıyor.
WisdomTree
WisdomTree, geleneksel finans dünyasında uzun süredir faaliyet gösteren büyük bir varlık yöneticisi ve son dönemde RWA alanına güçlü bir şekilde adım atmış durumda. Arbitrum ekosisteminde de yer alan WisdomTree WTGXX, ABD Hazine bonolarına dayalı tokenize edilmiş bir para piyasası fonu. Bu fon, düşük riskli kısa vadeli tahviller üzerinden yatırımcılara düzenli getiri sağlıyor.
WTGXX dışında WisdomTree, tokenize edilmiş altın, gümüş, döviz pariteleri ve farklı ETF’ler gibi çeşitli varlıkları da blockchain’e taşıyor. Bu sayede kullanıcılar Arbitrum üzerinde yalnızca tahvil getirilerine değil, aynı zamanda emtia ve farklı piyasalara da erişebiliyor.
Şeffaflık ve uyumluluk açısından WisdomTree oldukça güçlü bir konumda. Fonları, geleneksel finansta SEC gözetimine tabi ve düzenleyici uyumluluğu sayesinde kurumsal yatırımcıların da ilgisini çekiyor. Ancak WTGXX gibi ürünler, Franklin Templeton’un $BENJI’sine benzer şekilde daha çok kurumsal ve yüksek sermayeli yatırımcılara hitap ediyor.
Özetle WisdomTree, Arbitrum’daki RWA ekosistemine çeşitlilik ve güvenilirlik katan önemli bir oyuncu. Hem ABD Hazine bonoları üzerinden düşük riskli getiri sağlıyor hem de altın, gümüş ve ETF’ler gibi farklı varlık sınıflarıyla yatırımcılara geniş bir yelpaze sunuyor. Bu durum, Arbitrum’u yalnızca DeFi’nin değil, geleneksel varlıkların da merkezi haline getiriyor.
Libeara

Libeara, Singapur merkezli ve Standard Chartered Ventures tarafından desteklenen bir fintech girişimi olarak Arbitrum ekosisteminde önemli bir RWA altyapı sağlayıcısıdır. Blockchain üzerinde geleneksel finans varlıklarını tokenlaştırmak için altyapı sunar ve bu sayede kurumsal ürünlerin Arbitrum’a entegrasyonuna olanak tanır.
RWA verilerini takip eden RWA.xyz’a göre, Libeara’nın Arbitrum üzerinde tokenize edilmiş tek bir varlığı bulunuyor; bu varlığının toplam değeri $10 milyon olarak kaydedilmiş durumda ve ekosistemdeki pazar payı yaklaşık %0.11 seviyesinde. Ağ genelinde RWA değeri ise yaklaşık $341.8 milyon, böylece Libeara bu değerin küçük ama stratejik bir parçasını temsil ediyor.
Libeara, Arbitrum’da henüz küçük bir yer işgal ediyor olsa da, kurumsal RWA projelerini tokenlaştırma noktasında etkin bir altyapı sağlayıcı olarak dikkat çekiyor. $10 milyonluk fon değeri, ekosistem içinde mütevazı bir pay ama teknolojik ve regülatif açıdan güçlü bir köprü konumunda
OpenEden

OpenEden, Arbitrum üzerinde yerel olarak çalışan ilk tokenize edilmiş ABD Hazine Bonoları (T-Bills) ürününü sunan platformdur. Bu ürün, TBILL Vault adı altında çalışmakta ve kullanıcıların USDC gibi stablecoin’lerini blockchain üzerinden, 7/24 likiditeyle T-Bill token’larına dönüştürmesine imkân tanır.
Platformun öne çıkan özellikleri:
- TBILL tokenları, 1:1 oranında rezervle desteklenir; Chainlink Proof-of-Reserves, günlük NAV ve bağımsız denetimlerle şeffaflık sunulur.
 - Moody’s’ten “A” yatırım derecesi alarak regülatif güveninizi artırmıştır.
 
Özetle, OpenEden, Arbitrum’da kurumsal düzeyde güvenli, regüle ve şeffaf tokenleştirilmiş T-Bill erişimi sağlarken, ilk olma avantajını da taşımaktadır.
Ondo

Ondo Finance, Arbitrum’da USDY adlı tokenize edilmiş bir stablecoin vasıtasıyla ABD Hazine Bonoları ve banka mevduatlarına dayalı sabit getirili ürünler sunar.
Platformun önemli verileri ve özellikleri:
- Ondo’nun USDY tokeni, Arbitrum’da erişilebilir olup, kullanıcılarına %5.35’e kadar yıllık getiri imkânı sağlar.
 - RWA.xyz ve diğer kaynaklar USDY’nin Ethereum genelindeki toplam TVL’inin $1 milyarı aştığını ve Arbitrum dahil olmak üzere çoklu zincirlerde hizmet sunduğunu belirtir .
 - Arbitrum’daki USDY’nin on-chain market cap değeri yaklaşık $5.38 milyon (24 Ağustos 2025 itibarıyla) ve dolaşımdaki arzda 483 holder bulunmakta.
 - Ayrıca, Messari verilerine göre USDY tokeninin toplam piyasa değeri yaklaşık $690 milyon, dolaşan arzı 627 milyon token ve günlük işlem hacmi $1 milyon civarındadır.
 
Sonuç olarak, Ondo Finance, Arbitrum’da tokenize edilmiş sabit gelirli stablecoin sunarak kullanıcıların güvenli getirili finansal araçlara erişimini sağlıyor. USDY’nin multichain erişimi ve yüksek genel TVL’i, projeyi güçlü ve geniş kapsamlı bir RWA oyuncusu konumuna getiriyor.
Estate Protocol
Estate Protocol, fiziksel gayrimenkul varlıklarını blockchain üzerinde tokenize ederek daha erişilebilir, likit ve şeffaf hale getirmeyi hedefleyen bir platformdur. Arbitrum ekosistemine özel olarak tasarlanmış bu proje, özellikle Dubai gibi küresel düzeyde yüksek talep gören gayrimenkul pazarlarına odaklanmaktadır.
Dubai’nin Marina ve Business Bay gibi alanları dışında ABD merkezli konutların tokenize edilerek kullanıcıların yatırımına açılır. 50 dolar gibi küçük yatırımlarla kira getirilerine ortak olmanın önü açılır. Projeden projeye değişmekle beraber ortalama olarak yıllık %7-14 arası bir APY imkanı sunar.
Arbitrum’daki RWA varlıkları arasında belki de en çok dikkat çeken proje olan Estate Protocol, küçük yatırımcıların büyük hayallere ortak olmasının kapısını aralar.
Sonuç
Arbitrum, RWA ekosisteminde hızla öne çıkan zincirlerden biri haline geldi. Sadece bir yıl içinde RWA varlıklarının $30 milyon’dan $340 milyon’un üzerine çıkması, bu trendin ne kadar güçlü olduğunu açıkça gösteriyor. Stablecoin’lerden sonra reel getirili ürünler – ABD Hazine bonoları, para piyasası fonları, kurumsal krediler, emtialar ve hatta gayrimenkul – artık Arbitrum üzerinde yatırımcıya ulaşabiliyor.
Spiko, Franklin Templeton ($BENJI), BlackRock/Securitize ($BUIDL), Dinari, WisdomTree, Libeara, OpenEden, Ondo ve Estate Protocol gibi oyuncular, hem kurumsal hem bireysel yatırımcılara farklı ürünler sunarak ekosistemi çeşitlendiriyor. Bazı ürünler ($BUIDL gibi) yalnızca büyük yatırımcıları hedeflerken, bazıları (Spiko, Dinari, Estate gibi) küçük yatırımcıya düşük bariyerlerle erişim imkânı sağlıyor.
Makro tarafta büyüyen RWA pazarının 2030’a kadar trilyonlarca dolara ulaşabileceği öngörülüyor. Bu büyümenin Arbitrum gibi düşük maliyetli, ölçeklenebilir ve güvenli altyapılara yönelmesi şaşırtıcı olmayacak. Arbitrum’un güçlü likiditesi, DeFi entegrasyon potansiyeli ve kurumsal iş birlikleri, onu bu dalganın merkezinde konumlandırıyor.
Sonuç olarak, RWA’lar Arbitrum üzerinde sadece bir trend değil, ekosistemin uzun vadeli sürdürülebilirliği için temel bir yapı taşı haline geliyor. Spekülatif döngülerden bağımsız reel getiriler, hem yatırımcı güvenini artırıyor hem de DeFi’nin kurumsal benimsemesini hızlandırıyor. Önümüzdeki yıllarda Arbitrum’un, RWA’ların küresel ölçekte büyümesinde kritik bir rol oynayacağı açıkça görünüyor.
