Giriş

Kripto dünyasının geleneksel finansla olan sınırları her geçen gün silikleşiyor. Bu dönüşümde önemli rol oynayan aktörlerden biri de kesinlikle Robinhood. 2013 yılında “finansı demokratikleştirmek” mottosuyla kurulan Robinhood, sıfır komisyonlu hisse senedi alım satım uygulaması olarak kısa sürede geniş kitlelere ulaştı. Son yıllarda ise gözünü kripto paralara çevirdi.

Arbitrum ise Ethereum’un yüksek işlem ücretleri ve sınırlı işlem kapasitesine çözüm olarak geliştirilen bir Layer-2 çözümüdür. Optimistik rollup mimarisiyle oluşturulan ve dolandırıcılık kanıtlarıyla korunan Arbitrum One, kullanıcıların düşük işlem ücretleriyle daha hızlı işlem onayı elde etmesini sağlar. Bugün DeFi, NFT ve gaming gibi alanlarda en yoğun kullanılan Layer-2 çözümlerinden biridir ve ağdaki kilitli toplam varlık değeri bakımından Layer-2 çözümleri arasında birinci sıradadır. 

Robinhood’un kripto hamleleri uzun zamandır dikkat çekiyor. 2018 yılında kullanıcılarına komisyonsuz kripto para ticareti için bir bekleme listesi açan platform, 2022 yılında kripto cüzdanını geniş kullanıcı kitlesine sundu. 2018 yılında başlayan kripto hamleleri sonraki yıllarda daha da artarak Robinhood’un geniş kitlelerin kripto para ticaretine entegresinde önemli bir yer tutuyor.

İşte bu bağlamda 2025 Temmuz ayında Robinhood’un Arbitrum zincir geliştirici altyapısını kullanarak kendi blok zincirini oluşturacağı haberi gündeme bomba gibi düştü. Robinhood kendi zincirinde Avrupa kullanıcılarına tokenize edilmiş hisse senetleri sunmayı planlıyor. Peki, Robinhood neden Arbitrum altyapısını seçti? Bu yazıda bu tercihin hem stratejik hem teknik bir değerlendirmesini yapacağız.

Robinhood’un Kripto Stratejisi

Robinhood, 2018 yılından beri kripto para sektöründe adım adım büyüyen bir strateji izliyor. Şirketin temel yaklaşımı geleneksel hisse senedi yatırımcılarına olduğu gibi kriptoya da basit, komisyonsuz ve kullanıcı dostu erişim sunmak üzerine kurulu.

Robinhood’un sunduğu en önemli değerlerden birisi kesinlikle sıfır komisyonla alım satım işlemi gerçekleştirebilmek. Bu yaklaşım Robinhood’un başlarda geleneksel finans dünyasında kendine yer edinebilmesinin başlıca nedenlerinden biriydi. Aynı yaklaşımı kripto para alım satım işlemlerinde de sürdüren Robinhood, kullanıcıların yüksek işlem ücretlerinden kaçarak $ETH ve $BTC gibi kripto paraları alıp satabilmesini sağladı.

İlk başlarda sadece $ETH ve $BTC’yi listeyen Robinhood, bu konuda genişleyen ve kapsayıcı bir yaklaşım izledi. Zamanla $DOGE, $LTC, $BCH, $SOL ve $POL gibi popüler varlıklara da yer verdi. Bu varlıklar özellikle genç yatırımcıların ilgisini çeken varlıklardan oluşmaktaydı ve Robinhood talebe hızlıca yanıt veriyordu.

Uzun süre boyunca kullanıcılar sadece platform içi alım satım yapabiliyordu. 2022 yılında kendi kripto cüzdanını duyuran Robinhood bunu değiştirdi. Bu adım, kullanıcıların fonlarını dışa transfer edebilmelerini, NFT’lerle etkileşime girebilmesini ve zincirlerarası işlemler yapabilmesini sağladı. Bu hamle, Robinhood’un web3 dünyasına gerçek bir geçiş yapmaya başladığının en önemli göstergelerindendi.

Robinhood’un kendi zincirini oluşturma çabasıyla Arbitrum ile partnerlik kurması onun web3 dünyasına attığı adımların en büyüğü oldu. Geleneksel hisse senedi piyasasını web3 dünyasına taşımak ancak vizyoner bir bakış açısıyla mümkündü ve oldukça yenilikçiydi. Bu bakımdan Robinhood, trendlerin gerisinden gelmeyi değil trendlerle birlikte hareket etmeyi seçiyor diyebiliriz.

Neden Arbitrum?

Test Edilmiş Teknik Altyapı

Her şeyden önce Arbitrum, 2021 yılında ana ağa geçerek genel kullanıma sunulan ilk rollup olmuştur. Bir yıl sonrasında önemli bir yükseltme olan Nitro yükseltmesiyle eski AVM (Arbitrum Sanal Makinası) yapısını terk ederek en büyük pazar payına sahip Ethereum istemcisi Geth tabanlı WASM derleyiciye geçmiştir. 

Nitro güncellemesinin tek önemli özelliği bu değildi. O zamanlar Ethereum’da blob’lar aktif değildi ve rollup maliyetlerini CALL DATA çağrıları oluşturmaktaydı. Arbitrum, CALL DATA sıkıştırmasını Nitro’ya ekleyerek işlem başına veri boyutunu önemli ölçüde azaltmıştı. Sequencer ve delayed inbox mimarisi, hem hızlı işlemleri hem de L1 güvenliğini bir araya getiriyordu. Geth tabanlı olması L1 ile tam uyumlu olmasını sağlıyordu. 

Bir diğer önemli yükseltme ise BoLD yükseltmesiydi. 2025 yılının başlarında canlıya alınan yükseltmeyle önceleri sadece belirli aktörler dolandırıcılık kanıtı üretebilirken bu yükseltmeyle herkesin katılımına açık hale geldi. Bu ağın sadece belirli aktörler tarafından değil tüm herkesin katılımına açık bir şekilde korunması anlamına geliyordu. Aynı zamanda merkeziyetsizliği de artıran bir güncellemeydi. Böylece, Arbitrum Vitalik tarafından önerilen rollup aşamalarından ikincisi Aşama 1’e yükseldi.

Arbitrum’un sağladığı avantajlar bununla sınırlı değil. Arbitrum altyapısını bir geliştirici yığını haline getirerek dileyenlerin Arbitrum altyapısıyla kendi L2 zincirini ya da Arbitrum üzerinde bir L3 zincirini oluşturmasına imkan tanıdı. Mevcut durumda 45’ten fazla Arbitrum altyapısı tabanlı zincir geliştiriliyor.

Peki bunlar neden önemli? Arbitrum ana ağ üzerinden geçen 4 yıla rağmen yerinde saymadı. Teknik özelliklerini geliştirdi, bir geliştirici altyapısı sağladı, bir topluluk oluşturdu. Günümüzde Arbitrum en çok test edilmiş rollup konumunda ve en çok tercih edilen rollup altyapıları arasında yer alıyor. Robinhood’un Arbitrum tercihi, en çok test edilen rollup olmasıyla ve sıkça tercih edilen bir altyapı olmasıyla açıklanabilir.

Güvenlik

Bilindiği üzere Arbitrum bir optimistik rollup’tır. Optimistik rollup’lar işlemlerin zincir dışında yürütüldüğü ve L1’e topluca yazıldığı bir rollup türüdür. İşlemlere kimsenin itiraz etmediği 7 günün sonunda işlemler doğru kabul edilir ve finalize olur. Ancak, işlemlere itiraz olması durumunda dolandırıcılık kanıtları devreye girer ve taraflar çok adımlı bir doğrulama sürecine katılırlar.

Önceleri ekosistemde bulunan optimistik rollup’ların hiçbirinde dolandırıcılık kanıtları aktif değildi. Yani, aslında güvenlikleri yoktu ve bir yan zincir gibi çalışmaktaydılar. Dolandırıcılık kanıtlarını aktif hale getiren ilk zincir Arbitrum oldu. Her zaman güvenliği öne çıkaran yaklaşımıyla Arbitrum bu alanda öncü oldu. İlk aşamada dolandırıcılık kanıtları daha öncede dediğimiz gibi sadece belirli aktörler tarafından üretilebiliyordu. Bu ağın merkeziyetsizliğinin önünde büyük bir engeldi. Arbitrum daha sonraları BoLD güncellemesiyle bu mekanizmayı herkesin katılımına açtı. Yine ilk olarak, herkesin katılımına açık dolandırıcılık kanıtlarını Arbitrum hayata geçirmiş oldu. Sonrasında diğer projelerde bunu aktif hale getirse de Arbitrum teknik anlamda BoLD ile onlardan yine üstündü.

Proje	En iyi Senaryo	Geciktirme Saldırısı	Kaynak Tüketme Saldırısı
Arbitrum	3600 $ETH	14 gün	Minimum 7 kat daha fazla varlık gerekiyor, 10 kat’a kadar çıkabilir
OPFP	0.08 $ETH ancak her adımda artarak 700 ETH’e kadar ulaşıyor	7 gün	Kabaca dürüst aktörle aynı fon miktarı yeterli ancak gerçekte biraz daha az

Teknik detaylara girmeden örnek vermek gerekirse diğer sistemlerde bir saldırganın başarılı bir saldırı gerçekleştirebilmesi için dürüst aktör kadar fonu olması yeterli olabilir. Ancak BoLD’da bu durum farklıdır. BoLD mekanizmasında saldırganın dürüst aktörden en az 10 kat daha fazla fona sahip olması gerekir.

Sonuç olarak Arbitrum, her zaman güvenliği ön planda tutmuştur. Her zaman ilkleri başararak güvenlik anlamında öncü olmuştur ve günümüzde açık ara en güvenli rollup çözümü konumundadır. Robinhood’un Arbitrum’u tercih etme sebeplerinden biri teknik altyapısının en güvenli dolandırıcılık kanıt mekanizmasına sahip olmasıyla açıklanabilir. 

Ekosistem

Klasik sözümüzle başlayalım: Arbitrum her zaman DeFi’nin evi olmuştur. İlk gelen avantajıyla birlikte Arbitrum, özellikle DeFi alanında önemli bir ekosistem oluşturmuştur. Son zamanlarda trend olan RWA varlıklarda da önemli kazanımlar elde ediyor. Sadık kullanıcı kitlesi, önemli işbirlikleri ve kapsayıcı yaklaşımıyla Arbitrum ekosistemi öne çıkıyor.

Mevcut durumda Arbitrum tarafından korunan varlıkların değeri yaklaşık 17 milyar dolar. Bu bakımdan Arbitrum, birinci sırada yer alıyor. 

Arbitrum’daki DeFi varlıkların kilitli değeri ise 2.83 milyar dolar. Bu bakımdan da listenin 7. sırasında yer alıyor. 830’dan fazla protokol ile 3. sırada yer alarak güçlü bir DeFi ekosistemini ortaya koyuyor.

Üzerindeki RWA varlıklarına baktığımızda, 121 RWA varlığın değeri 330 milyon dolardan daha fazla. En çok RWA varlık olan 3. zincir ve RWA varlık değeri bakımından 7. zincir konumunda.

Bu metrikleri, günlük aktif kullanıcı sayısı veya günlük işlem sayısı gibi metriklerle sağlamlaştırabiliriz. Anlatılmak istenen Arbitrum’un güçlü bir ekosistemi olduğu ve bu ekosistemin her geçen gün daha da büyüdüğü. Arbitrum’un bir diğer klasik sözüyle bitirelim: Arbitrum her yerde!

Sonuç

Robinhood’un Arbitrum’u tercih etmesi, rastgele yapılmış bir entegrasyon kararı değil; son derece stratejik ve teknik analizlerin bir sonucudur. Robinhood, kullanıcılarına ölçeklenebilir, güvenli ve düşük maliyetli bir altyapı sunmak isterken, Arbitrum da bu ihtiyaçları karşılayan en olgun Layer-2 çözümü olarak öne çıkmaktadır.

Arbitrum, hem en çok test edilmiş rollup olarak teknik güvenilirliğini ispatlamış hem de BoLD gibi yenilikçi güncellemelerle merkeziyetsizlik ve güvenlik konularında sektörün öncüsü olmuştur. Aynı zamanda güçlü ve sürekli büyüyen bir DeFi, NFT ve RWA ekosistemine sahiptir.

Robinhood’un geleneksel finansı Web3 dünyasına taşıma vizyonu, Arbitrum’un teknik kapasitesiyle birleştiğinde ortaya gerçek anlamda dönüştürücü bir sinerji çıkıyor. Bu ortaklık, yalnızca Robinhood ve Arbitrum için değil, aynı zamanda daha erişilebilir, güvenli ve kapsayıcı bir kripto finans geleceği için de umut vadediyor.

Kısacası, Robinhood’un kazanımı Arbitrum’un kazanımıdır; bu da kripto dünyasının kazanımı demektir.